framing

US /ˈfreɪ.mɪŋ/
UK /ˈfreɪ.mɪŋ/
"framing" picture
1.

çerçeveleme

the action of enclosing something in a frame

:
•
The framing of the picture took several hours.
Resmin çerçevelenmesi birkaç saat sürdü.
•
She specializes in custom mirror framing.
Özel ayna çerçeveleme konusunda uzmandır.
:
mountingsettingbordering
2.

iskelet, çatı

the structural timbers of a building's roof, floor, or walls

:
•
The house's wooden framing was exposed during construction.
Evin ahşap iskeleti inşaat sırasında açıktaydı.
•
They inspected the roof framing for any damage.
Çatı iskeletini herhangi bir hasar için incelediler.
:
frameworkstructureskeletonshell
3.

çerçeveleme, sunum

the way in which something is presented, influencing how it is perceived

:
•
The media's framing of the issue influenced public opinion.
Medyada konunun çerçevelenmesi kamuoyunu etkiledi.
•
His careful framing of the argument made it very persuasive.
Argümanı dikkatli bir şekilde çerçevelemesi onu çok ikna edici hale getirdi.
:
presentationcontextperspectiveangle
:
framepicture framefreeze-frameframe of mindframes per second