fixative
US /ˈfɪk.sə.t̬ɪv/
UK /ˈfɪk.sə.t̬ɪv/
1.
fiksatif, sabitleyici
a substance used to fix, protect, or preserve something
:
•
The artist sprayed a layer of fixative over the charcoal drawing to prevent smudging.
Sanatçı, kömür çiziminin üzerine bir kat fiksatif püskürterek bulaşmayı önledi.
•
This hairspray acts as a strong fixative, keeping your style in place all day.
Bu saç spreyi güçlü bir sabitleyici görevi görerek saç stilinizi tüm gün yerinde tutar.
1.
sabitleyici, koruyucu
serving to fix, protect, or preserve
:
•
The museum uses a special fixative spray to protect ancient manuscripts.
Müze, eski el yazmalarını korumak için özel bir sabitleyici sprey kullanır.
•
The photographer applied a fixative solution to the prints to ensure their longevity.
Fotoğrafçı, baskıların ömrünü uzatmak için sabitleyici bir çözelti uyguladı.