fall apart

US /fɔːl əˈpɑːrt/
UK /fɔːl əˈpɑːrt/
"fall apart" picture
1.

dağılmak, parçalanmak

break into pieces

:
The old book started to fall apart as I turned the pages.
Sayfaları çevirirken eski kitap dağılmaya başladı.
The cheap toy quickly fell apart after a few uses.
Ucuz oyuncak birkaç kullanımdan sonra hızla dağıldı.
2.

çökmek, dağılmak

become emotionally or mentally distressed

:
After the divorce, she started to fall apart.
Boşanmadan sonra çökmeye başladı.
His life seemed to fall apart after he lost his job.
İşini kaybettikten sonra hayatı dağılmış gibiydi.