draw the line
US /drɔ ðə laɪn/
UK /drɔ ðə laɪn/

1.
sınır çizmek, bir yere kadar demek
to set a limit on what one is willing to do or accept
:
•
I don't mind helping you, but I draw the line at lending you money.
Sana yardım etmekten çekinmem ama sana para vermeye bir sınır çizerim.
•
You have to draw the line somewhere, or people will take advantage of you.
Bir yerde sınır çizmelisin, yoksa insanlar seni kullanır.