draw out

US /drɔː aʊt/
UK /drɔː aʊt/
"draw out" picture
1.

uzatmak, geciktirmek

to make something last longer than is necessary or expected

:
•
The speaker tended to draw out his speeches, making them quite lengthy.
Konuşmacı konuşmalarını uzatma eğilimindeydi, bu da onları oldukça uzun yapıyordu.
•
Don't draw out the negotiation; we need a quick resolution.
Müzakereyi uzatma; hızlı bir çözüme ihtiyacımız var.
:
prolongextendstretch outdrag outspin out
2.

konuşturmak, ortaya çıkarmak

to encourage someone to talk or express themselves more freely

:
•
It took some effort to draw out the shy student.
Utangaç öğrenciyi konuşturmak biraz çaba gerektirdi.
•
Her questions were designed to draw out his true feelings.
Soruları, onun gerçek duygularını ortaya çıkarmak için tasarlanmıştı.
:
elicitextractcoaxencourage
3.

çekmek, para çekmek

to withdraw money from an account

:
•
I need to draw out some cash for the trip.
Seyahat için biraz nakit çekmem gerekiyor.
•
You can draw out funds from your savings account at any time.
Tasarruf hesabınızdan istediğiniz zaman para çekebilirsiniz.
:
withdrawextracttake out
:
drawingdrawdraw ondraw indraw intodraw updrawing room