defined

US /dɪˈfaɪnd/
UK /dɪˈfaɪnd/
"defined" picture
1.

tanımlanmış, belirgin

clearly stated or described

:
•
The terms of the contract are clearly defined.
Sözleşme şartları açıkça tanımlanmıştır.
•
Her role in the project is well-defined.
Projedeki rolü iyi tanımlanmıştır.
:
explicitprecisecleardistinctspecific
2.

belirgin, konturlu

having a clear and distinct outline or form

:
•
The artist used bold lines to create a sharply defined image.
Sanatçı, keskin bir şekilde tanımlanmış bir görüntü oluşturmak için cesur çizgiler kullandı.
•
His muscles were well-defined from years of training.
Kasları yıllarca süren antrenmanlardan dolayı iyi belirginleşmişti.
:
sharpcrispdistinctwell-formedsculpted
1.

tanımlamak, belirlemek

to state or describe exactly the nature, scope, or meaning of

:
•
The committee needs to define the project goals.
Komite, proje hedeflerini tanımlamalıdır.
•
How would you define success?
Başarıyı nasıl tanımlarsınız?
:
clarifyexplainspecifydelineateexplicate
:
definedefiningill-definednon-defining