convention
US /kənˈven.ʃən/
UK /kənˈven.ʃən/
1.
kongre, toplantı
a large meeting or conference, especially of members of a political party or a particular profession
:
•
The annual sales convention will be held in Las Vegas.
Yıllık satış kongresi Las Vegas'ta yapılacak.
•
Delegates from all states attended the political convention.
Tüm eyaletlerden delegeler siyasi kongreye katıldı.
2.
gelenek, görenek, alışkanlık
a way in which something is usually done, especially within a particular area or activity; a custom
:
•
It's a long-standing convention to exchange gifts on holidays.
Tatillerde hediye alışverişi yapmak köklü bir gelenektir.
•
Breaking with convention, the artist used unconventional materials.
Gelenekleri yıkarak, sanatçı alışılmadık malzemeler kullandı.
3.
sözleşme, anlaşma
an agreement between countries covering particular matters, especially one less formal than a treaty
:
•
The Geneva Convention sets out the standards of international law for humanitarian treatment.
Cenevre Sözleşmesi, insani muamele için uluslararası hukuk standartlarını belirler.
•
Several countries signed the new environmental convention.
Birkaç ülke yeni çevre sözleşmesini imzaladı.