assembly
US /əˈsem.bli/
UK /əˈsem.bli/
1.
toplantı, meclis, kurul
a group of people gathered together in one place for a common purpose
:
•
The school held a special assembly for the graduating students.
Okul, mezun olacak öğrenciler için özel bir toplantı düzenledi.
•
The general assembly will vote on the new proposal.
Genel kurul yeni teklifi oylayacak.
2.
montaj, birleştirme, toplama
the action of gathering people or things together
:
•
The assembly of the team for the project took several days.
Proje için ekibin toplanması birkaç gün sürdü.
•
The assembly of evidence was crucial for the case.
Delillerin toplanması dava için çok önemliydi.
3.
montaj, kurulum
the process of putting together the parts of a machine or structure
:
•
The car factory has a highly automated assembly line.
Otomobil fabrikasında yüksek otomasyonlu bir montaj hattı bulunmaktadır.
•
The furniture requires some assembly before use.
Mobilya kullanımdan önce biraz montaj gerektirir.