bronzed kelimesinin Türkçe anlamı

bronzed İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

bronzed

US /brɑːnzd/
UK /brɑːnzd/
"bronzed" picture

Sıfat

1.

bronzlaşmış, bronz renkli

having a tan; suntanned

Örnek:
After her vacation, she returned with a beautiful bronzed glow.
Tatilinden sonra güzel bir bronzlaşmış parıltıyla döndü.
His skin was deeply bronzed from years of working outdoors.
Cildi yıllarca dışarıda çalışmaktan dolayı derinlemesine bronzlaşmıştı.
2.

bronz, bronz kaplı

made to look like bronze or covered with a bronze-colored substance

Örnek:
The artist created a beautiful bronzed sculpture.
Sanatçı güzel bir bronz heykel yarattı.
The baby's first shoes were bronzed as a keepsake.
Bebeğin ilk ayakkabıları hatıra olarak bronzlaştırıldı.

Fiil

1.

bronzlaştırmak, bronz renk vermek

to give a bronze color or appearance to

Örnek:
The setting sun began to bronze the clouds.
Batan güneş bulutları bronzlaştırmaya başladı.
She used a special spray to bronze her legs for the competition.
Yarışma için bacaklarını bronzlaştırmak için özel bir sprey kullandı.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren