bag
US /bæɡ/
UK /bæɡ/
1.
çanta, torba
a container made of flexible material (such as paper or plastic) that is open at the top or has a top that can be closed and that is used for carrying things
:
•
She packed her clothes in a large travel bag.
Kıyafetlerini büyük bir seyahat çantasına koydu.
•
Could you hand me that paper bag?
Bana o kağıt çantayı uzatır mısın?
2.
tarz, uzmanlık alanı
a person's area of interest or skill
:
•
Public speaking is not really my bag.
Topluluk önünde konuşmak pek benim tarzım değil.
•
Learning new languages is definitely her bag.
Yeni diller öğrenmek kesinlikle onun işi.
1.
poşetlemek, çantaya koymak
to put (something) into a bag
:
•
She carefully bagged the groceries.
Market alışverişini dikkatlice poşetledi.
•
Don't forget to bag your trash before putting it out.
Çöpünü dışarı atmadan önce poşetlemeyi unutma.