forte

US /ˈfɔːr.teɪ/
UK /ˈfɔːr.teɪ/
"forte" picture
1.

güçlü yön, uzmanlık alanı

a thing at which someone excels

:
•
Cooking is not my forte.
Yemek yapmak benim güçlü yönüm değil.
•
Public speaking is his forte.
Topluluk önünde konuşmak onun güçlü yönü.
:
strengthtalentspecialtyaptitudegift
1.

forte, yüksek sesle

(especially as a direction in music) loud or loudly

:
•
The orchestra played the passage forte.
Orkestra pasajı forte çaldı.
•
The composer marked the section forte to emphasize the drama.
Besteci, dramayı vurgulamak için bölümü forte olarak işaretledi.
:
loudloudlypowerfully
1.

forte, yüksek sesli

(especially of a passage in music) loud

:
•
The piece ended with a forte chord.
Parça forte bir akorla sona erdi.
•
He played the forte section with great intensity.
Forte bölümünü büyük bir yoğunlukla çaldı.
:
loudpowerfulstrong
:
forthold the fort