all right

US /ɔːl ˈraɪt/
UK /ɔːl ˈraɪt/
"all right" picture
1.

tamam, fena değil, kabul edilebilir

satisfactory but not especially good; acceptable

:
•
The movie was all right, but not great.
Film fena değildi ama harika da değildi.
•
Is everything all right with your order?
Siparişinizde her şey yolunda mı?
:
acceptablesatisfactoryadequatefineokay
2.

tamam, peki

used to express agreement or assent

:
•
“Let's meet at 7 PM.” “All right.”
“Akşam 7'de buluşalım.” “Tamam.”
•
“Can you finish this by tomorrow?” “All right, I'll try.”
“Bunu yarına kadar bitirebilir misin?” “Tamam, deneyeceğim.”
:
okayfineagreedyesroger
1.

iyi, fena değil

in a satisfactory or acceptable manner

:
•
He did all right on the exam.
Sınavda fena değildi.
•
Don't worry, you'll do all right.
Merak etme, iyi olacaksın.
:
wellsatisfactorilyadequatelyfineokay
:
all in allrightright-onallat allturn righthuman right