within

US /wɪˈðɪn/
UK /wɪˈðɪn/
"within" picture
1.

içinde, dahilinde

inside (something)

:
•
The answer is within these pages.
Cevap bu sayfaların içinde.
•
He remained within the boundaries of the park.
Parkın sınırları içinde kaldı.
:
insidein
:
outsidebeyond
2.

içinde, en geç

not further off than (a specified distance or limit)

:
•
Please reply within seven days.
Lütfen yedi gün içinde cevap verin.
•
The delivery will be made within 24 hours.
Teslimat 24 saat içinde yapılacak.
:
inbeforeunder
1.

içeride, dahili olarak

inside; internally

:
•
The noise came from within.
Gürültü içeriden geldi.
•
He felt a strange sensation within.
İçinde garip bir his duydu.
:
insideinwardly
:
outsideexternally
:
within reasonwithin striking distancelive within your means