warning

US /ˈwɔːr.nɪŋ/
UK /ˈwɔːr.nɪŋ/
"warning" picture
1.

uyarı, ikaz

a statement or event that indicates a possible or impending danger, problem, or other unpleasant situation

:
The dark clouds were a warning of the approaching storm.
Koyu bulutlar yaklaşan fırtınanın bir uyarısıydı.
He ignored the doctor's warning about his diet.
Doktorun diyeti hakkındaki uyarısını görmezden geldi.
2.

uyarı, bildirim

a formal notice or statement of something, especially a legal one

:
The company received a final warning from the regulatory body.
Şirket, düzenleyici kurumdan son bir uyarı aldı.
He was given a verbal warning for his misconduct.
Yanlış davranışları nedeniyle sözlü bir uyarı aldı.