advisory
US /ədˈvaɪ.zɚ.i/
UK /ədˈvaɪ.zɚ.i/

1.
danışma, tavsiye niteliğinde
having the power to advise
:
•
The committee serves in an advisory capacity.
Komite danışma niteliğinde hizmet vermektedir.
•
He holds an advisory role in the company.
Şirkette danışmanlık görevi üstleniyor.
1.
uyarı, tavsiye
a notice or warning about something
:
•
The weather bureau issued a severe thunderstorm advisory.
Meteoroloji bürosu şiddetli fırtına uyarısı yayınladı.
•
Travelers received an advisory about road closures.
Yolculara yol kapanışları hakkında bir uyarı verildi.