visible

US /ˈvɪz.ə.bəl/
UK /ˈvɪz.ə.bəl/
"visible" picture
1.

görünür, belli

able to be seen

:
The moon was clearly visible in the night sky.
Ay gece gökyüzünde açıkça görünüyordu.
The damage to the car was barely visible.
Arabadaki hasar zar zor görünüyordu.
2.

belirgin, açık

able to be noticed or recognized

:
There was a visible change in her attitude.
Tutumunda gözle görülür bir değişiklik vardı.
His disappointment was visible on his face.
Hayal kırıklığı yüzünden belli oluyordu.