vent
US /vent/
UK /vent/

1.
havalandırma deliği, menfez, baca
an opening that allows air, gas, or liquid to pass through
:
•
The bathroom has a small vent to remove steam.
Banyoda buharı dışarı atmak için küçük bir havalandırma deliği var.
•
Smoke was coming out of the volcano's vent.
Volkanın bacasından duman çıkıyordu.
1.
dışa vurmak, havalandırmak, boşaltmak
to express or give forth (an emotion, opinion, etc.) freely or strongly
:
•
She needed to vent her frustration after a long day.
Uzun bir günün ardından hayal kırıklığını dışa vurması gerekiyordu.
•
He used the meeting to vent his anger about the new policy.
Toplantıyı yeni politika hakkındaki öfkesini dışa vurmak için kullandı.