torrent

US /ˈtɔːr.ənt/
UK /ˈtɔːr.ənt/
"torrent" picture
1.

sel, akıntı

a strong and fast-moving stream of water or other liquid

:
•
The heavy rain created a torrent of water flowing down the street.
Şiddetli yağmur, sokaktan aşağı akan bir sel suyu oluşturdu.
•
A torrent of lava poured down the volcano's side.
Yanardağın yamacından bir lav seli aktı.
:
flooddelugerushgushspate
2.

sel, yağmur

a sudden, violent, and copious outpouring of something, typically words or feelings

:
•
She unleashed a torrent of abuse at him.
Ona bir küfür seli boşalttı.
•
He was met with a torrent of questions from the reporters.
Muhabirlerden bir soru yağmuruyla karşılandı.
:
outburstfloodrushstreamgush
3.

torrent, torrent dosyası

a file or set of files that can be downloaded from the internet using the BitTorrent protocol

:
•
I downloaded the movie using a torrent client.
Filmi bir torrent istemcisi kullanarak indirdim.
•
Be careful when downloading torrents, as they can sometimes contain malware.
Torrent indirirken dikkatli olun, bazen kötü amaçlı yazılım içerebilirler.