set off

US /set ˈɔːf/
UK /set ˈɔːf/
"set off" picture
1.

yola çıkmak, hareket etmek

to start a journey

:
•
We decided to set off early to avoid traffic.
Trafiğe yakalanmamak için erken yola çıkmaya karar verdik.
•
They set off on their adventure with great excitement.
Büyük bir heyecanla maceralarına yola çıktılar.
:
departembarkleavestart outhead off
2.

tetiklemek, başlatmak, neden olmak

to cause something to happen or begin

:
•
The loud noise set off the car alarm.
Yüksek ses araba alarmını çalıştırdı.
•
His comments set off a heated debate.
Yorumları hararetli bir tartışmayı başlattı.
:
triggeractivateinitiatesparkprovoke
3.

patlatmak, ateşlemek

to make something, especially a bomb, explode

:
•
The engineers carefully set off the old bridge with explosives.
Mühendisler eski köprüyü patlayıcılarla dikkatlice patlattılar.
•
The fireworks were set off at midnight.
Havai fişekler gece yarısı patlatıldı.
:
detonateexplodeigniteblast
:
settingsetset-toset onset inoffoff and on