screen kelimesinin Türkçe anlamı
screen İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
screen
US /skriːn/
UK /skriːn/

İsim
1.
ekran
a flat panel or area on an electronic device (such as a television, computer, or smartphone) where images or information are displayed
Örnek:
•
The movie was projected onto a large screen.
Film büyük bir ekrana yansıtıldı.
•
My phone screen cracked when I dropped it.
Telefonumun ekranı düşürdüğümde çatladı.
2.
paravan, perde
a movable upright partition, typically used to divide a room or to provide privacy
Örnek:
•
They put up a decorative screen to separate the dining area from the living room.
Yemek alanını oturma odasından ayırmak için dekoratif bir paravan koydular.
•
A privacy screen was installed around the hot tub.
Jakuzinin etrafına bir gizlilik perdesi takıldı.
3.
tel, elek
a mesh or net used to cover an opening, especially a window or door, to keep insects out while allowing air to pass through
Örnek:
•
We need to repair the window screen to keep the mosquitoes out.
Sivrisinekleri dışarıda tutmak için pencere telini tamir etmeliyiz.
•
The door screen was torn, letting flies into the house.
Kapı teli yırtıktı, sinekler eve giriyordu.
Fiil
1.
göstermek, yayınlamak
to show (a movie, television program, or image) on a screen
Örnek:
•
The cinema will screen the new blockbuster next week.
Sinema, yeni gişe rekortmeni filmi gelecek hafta gösterecek.
•
They decided to screen the documentary for a limited audience.
Belgeseli sınırlı bir izleyici kitlesine göstermeye karar verdiler.
2.
elekten geçirmek, incelemek, tarama yapmak
to check or investigate (someone or something) to determine suitability or to detect something undesirable
Örnek:
•
All job applicants will be carefully screened.
Tüm iş başvuranları dikkatlice incelenecek.
•
The blood samples were screened for various diseases.
Kan örnekleri çeşitli hastalıklar için taranmıştır.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren