rocky

US /ˈrɑː.ki/
UK /ˈrɑː.ki/
"rocky" picture
1.

kayalık, taşlık

consisting or full of rocks

:
The path was steep and rocky.
Yol dik ve kayalıktı.
They hiked through the rocky terrain.
Kayalık arazide yürüdüler.
2.

çalkantılı, istikrarsız

unsteady or unstable

:
Their relationship has been a bit rocky lately.
İlişkileri son zamanlarda biraz çalkantılı oldu.
The company is on rocky ground financially.
Şirket mali açıdan sarsıntılı bir zeminde.