turbulent
US /ˈtɝː.bjə.lənt/
UK /ˈtɝː.bjə.lənt/

1.
çalkantılı, türbülanslı, karışık
characterized by conflict, disorder, or confusion; not controlled or calm
:
•
The country has a turbulent history.
Ülkenin çalkantılı bir tarihi var.
•
Their relationship went through a turbulent period.
İlişkileri çalkantılı bir dönemden geçti.
2.
türbülanslı, çalkantılı, dalgalı
(of air or water) moving unsteadily or violently
:
•
The plane experienced severe turbulent air.
Uçak şiddetli türbülanslı hava yaşadı.
•
The river was turbulent after the heavy rains.
Şiddetli yağmurlardan sonra nehir çalkantılıydı.