shaky
US /ˈʃeɪ.ki/
UK /ˈʃeɪ.ki/
1.
titrek, sarsak, zayıf
shaking and feeling weak because of illness, emotion, or old age
:
•
After the long illness, he felt a bit shaky on his feet.
Uzun hastalıktan sonra ayakları biraz titrek hissediyordu.
•
Her voice was a little shaky as she tried to explain.
Açıklamaya çalışırken sesi biraz titrekti.
2.
sarsak, istikrarsız, güvenilmez
not firm or strong; likely to break or fail
:
•
The old bridge looked very shaky and unsafe.
Eski köprü çok sarsak ve güvensiz görünüyordu.
•
The company's financial situation is looking a bit shaky.
Şirketin mali durumu biraz sarsak görünüyor.