rake

US /reɪk/
UK /reɪk/
"rake" picture
1.

tırmık

a tool with a long handle and a row of teeth at the head, used for gathering leaves, hay, or other loose material, or for smoothing the ground.

:
•
He used a rake to clear the leaves from the lawn.
Çimlerden yaprakları temizlemek için bir tırmık kullandı.
•
The gardener smoothed the soil with a small hand rake.
Bahçıvan toprağı küçük bir el tırmığı ile düzeltti.
:
harrowcultivator
2.

çapkın, ayyaş

a man who is habitually dissolute, immoral, or debauched.

:
•
He was known as a notorious rake in his youth, spending his days gambling and carousing.
Gençliğinde kumar ve eğlenceyle günlerini geçiren kötü şöhretli bir çapkın olarak biliniyordu.
•
Her father warned her to stay away from that charming but dangerous rake.
Babası onu o çekici ama tehlikeli çapkından uzak durması konusunda uyardı.
:
libertinedebaucheeprofligaterouédissolute
1.

tırmıklamak

gather, smooth, or clear with a rake.

:
•
She spent the afternoon raking leaves in the yard.
Öğleden sonrayı bahçede yaprakları tırmıklayarak geçirdi.
•
He carefully raked the gravel path to make it smooth.
Çakıllı yolu pürüzsüz hale getirmek için dikkatlice tırmıkladı.
:
clearsweepgather
2.

taramak, süzmek

sweep (something) with a rapid glance.

:
•
He raked the room with his eyes, searching for any sign of trouble.
Odayı gözleriyle taradı, herhangi bir sorun belirtisi aradı.
•
The teacher raked the students with a stern gaze.
Öğretmen öğrencileri sert bir bakışla süzdü.
:
scansweepglance over
:
rake inrake upbe as thin as a rake