quack

US /kwæk/
UK /kwæk/
"quack" picture
1.

vak vak

the characteristic harsh sound made by a duck

:
The duck let out a loud quack as it waddled by.
Ördek, sallanarak geçerken yüksek bir vak vak sesi çıkardı.
We heard the distinct quack of a mallard from the pond.
Göletten bir yeşilbaşın belirgin vak vak sesini duyduk.
2.

şarlatan, sahtekar

a person who dishonestly claims to have special knowledge and skill in some field, typically medicine

:
The doctor was exposed as a quack after his fraudulent treatments were revealed.
Sahtekar tedavileri ortaya çıktıktan sonra doktorun bir şarlatan olduğu anlaşıldı.
Beware of online health advice from a self-proclaimed quack.
Kendi kendini ilan eden bir şarlatanın çevrimiçi sağlık tavsiyelerine dikkat edin.
1.

vaklamak

(of a duck) to make a characteristic harsh sound

:
The duck started to quack loudly when it saw the bread.
Ördek ekmeği görünce yüksek sesle vaklamaya başladı.
We could hear the ducks quacking from across the lake.
Gölün karşısından ördeklerin vakladığını duyabiliyorduk.
2.

şarlatanlık yapmak, aldatmak

to act as a quack; to make false claims about one's knowledge or skills

:
He was accused of quacking about miracle cures.
Mucizevi tedaviler hakkında şarlatanlık yapmakla suçlandı.
Don't trust anyone who tries to quack their way into your trust.
Güveninizi kazanmak için şarlatanlık yapmaya çalışan kimseye güvenmeyin.
1.

şarlatan, sahtekar

having the characteristics of a quack; fraudulent or dishonest, especially in medicine

:
He was selling quack remedies to desperate patients.
Umutsuz hastalara şarlatan ilaçlar satıyordu.
The investigation revealed a quack scheme to defraud the elderly.
Soruşturma, yaşlıları dolandırmak için şarlatan bir planı ortaya çıkardı.