swindle

US /ˈswɪn.dəl/
UK /ˈswɪn.dəl/
"swindle" picture
1.

dolandırmak, aldatmak

use deception to deprive (someone) of money or possessions

:
He tried to swindle me out of my inheritance.
Mirasımı dolandırmaya çalıştı.
The con artist managed to swindle several elderly people.
Dolandırıcı, birkaç yaşlı insanı dolandırmayı başardı.
1.

dolandırıcılık, hile

a fraudulent scheme or action

:
It was a complete swindle, and they lost all their savings.
Tam bir dolandırıcılıktı ve tüm birikimlerini kaybettiler.
The company was involved in a massive financial swindle.
Şirket büyük bir finansal dolandırıcılığa karışmıştı.