polarize

US /ˈpoʊ.lə.raɪz/
UK /ˈpoʊ.lə.raɪz/
"polarize" picture
1.

kutuplaştırmak, ayırmak

to cause (people, opinions, etc.) to separate into opposing groups

:
The controversial issue continued to polarize public opinion.
Tartışmalı konu kamuoyunu kutuplaştırmaya devam etti.
His radical views tend to polarize his audience.
Radikal görüşleri dinleyicisini kutuplaştırma eğilimindedir.
2.

polarize etmek

to restrict the vibrations of (light waves or other electromagnetic radiation) to one direction

:
The sunglasses are designed to polarize light, reducing glare.
Güneş gözlükleri, parlamayı azaltmak için ışığı polarize etmek üzere tasarlanmıştır.
Scientists use special filters to polarize the laser beam.
Bilim insanları lazer ışınını polarize etmek için özel filtreler kullanır.