pod
US /pɑːd/
UK /pɑːd/

1.
2.
kapsül, bölme
a small, enclosed, or detachable container or housing
:
•
The space capsule had a separate re-entry pod.
Uzay kapsülünün ayrı bir yeniden giriş modülü vardı.
•
Coffee machines often use single-serving pods.
Kahve makineleri genellikle tek kullanımlık kapsüller kullanır.
1.
ayıklamak, kabuğundan çıkarmak
to remove peas or beans from their pod
:
•
We spent the afternoon podding fresh green beans.
Öğleden sonrayı taze yeşil fasulyeleri ayıklayarak geçirdik.
•
It's easier to pod the beans when they are young and tender.
Fasulyeleri genç ve taze iken ayıklamak daha kolaydır.