plot

US /plɑːt/
UK /plɑːt/
"plot" picture
1.

komplo, entrika

a secret plan made by several people to do something illegal or harmful

:
•
The police uncovered a plot to overthrow the government.
Polis, hükümeti devirme planını ortaya çıkardı.
•
They were arrested for their involvement in the bombing plot.
Bombalama planına karıştıkları için tutuklandılar.
:
conspiracyschemeintriguecabalmachination
2.

konu, kurgu

the main events of a play, novel, movie, or similar work, devised and presented by the writer as an interrelated sequence

:
•
The movie has a complex and engaging plot.
Filmin karmaşık ve sürükleyici bir konusu var.
•
The detective tried to unravel the mysterious plot of the crime.
Dedektif, suçun gizemli konusunu çözmeye çalıştı.
:
storylinenarrativescenariothreadframework
3.

arsa, parsel

a small piece of ground, especially one used for building or gardening

:
•
They bought a small plot of land to build their dream home.
Hayallerindeki evi inşa etmek için küçük bir arsa satın aldılar.
•
Each family in the community has a garden plot.
Topluluktaki her ailenin bir bahçe parseli var.
:
parceltractpatchlotstrip
1.

komplo kurmak, planlamak

make a secret plan to do something illicit or detrimental

:
•
They began to plot against their rivals.
Rakiplerine karşı komplo kurmaya başladılar.
•
The prisoners plotted their escape for months.
Mahkumlar aylarca kaçışlarını planladılar.
:
conspireschemeintriguecolludecontrive
2.

çizmek, işlemek

mark (a route or position) on a chart or map

:
•
The captain used a compass to plot their course.
Kaptan, rotalarını çizmek için pusula kullandı.
•
We need to plot the coordinates on the map accurately.
Koordinatları haritaya doğru bir şekilde işlememiz gerekiyor.
:
chartmapmarkdrawsketch
:
plot holelose the plot