plank
US /plæŋk/
UK /plæŋk/

1.
2.
madde, ilke, esas
a fundamental point of a political or other program
:
•
One of the main planks of his campaign was tax reform.
Kampanyasının ana maddelerinden biri vergi reformuydu.
•
The party's platform included several new planks on environmental protection.
Partinin platformu çevre koruma konusunda birkaç yeni madde içeriyordu.
1.
2.
plank yapmak
to perform the plank exercise
:
•
She can plank for over five minutes.
Beş dakikadan fazla plank yapabilir.
•
Let's plank for a minute to strengthen our core.
Karın kaslarımızı güçlendirmek için bir dakika plank yapalım.