overhead

US /ˈoʊ.vɚ.hed/
UK /ˈoʊ.vɚ.hed/
"overhead" picture
1.

baş üstü, yukarıda

above one's head; in the sky or a higher position

:
•
The plane flew overhead.
Uçak başımızın üzerinden uçtu.
•
Look at the stars overhead.
Başımızın üzerindeki yıldızlara bak.
:
abovealoftupstairs
1.

baş üstü, tavan

situated or placed above one's head

:
•
The overhead light needs to be replaced.
Tavan lambasının değiştirilmesi gerekiyor.
•
The plane has overhead compartments for luggage.
Uçakta bagaj için baş üstü bölmeleri var.
:
upperaboveelevated
1.

genel giderler, sabit maliyetler

the general fixed costs of running a business, such as rent, lighting, and heating

:
•
Reducing overhead is crucial for profitability.
Genel giderleri azaltmak karlılık için çok önemlidir.
•
Our company has high overhead costs.
Şirketimizin yüksek genel giderleri var.
:
fixed costsoperating costsexpenses
:
overhead projector