İngilizce-Türkçe Sözlük

opposite kelimesinin Türkçe anlamı

opposite İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

opposite

US /ˈɑː.pə.zɪt/
UK /ˈɑː.pə.zɪt/
"opposite" picture

Sıfat

1.

zıt, karşı

situated, faced, or going in the other direction

Örnek:
•
The two cars were traveling in opposite directions.
İki araba zıt yönlerde gidiyordu.
•
They sat on opposite sides of the table.
Masanın karşı taraflarında oturdular.
Eş Anlamlı:
contraryreverseinverse
Eş Anlamlı:
sameidenticalsimilar
2.

zıt, karşıt

completely different; contrasting

Örnek:
•
Their opinions were completely opposite.
Fikirleri tamamen zıttı.
•
He has an opposite personality to his brother.
Kardeşine zıt bir kişiliği var.
Eş Anlamlı:
contrastingconflictingdivergent
Eş Anlamlı:
similaralikematching

İsim

1.

zıt, karşıt

a person or thing that is opposite to another

Örnek:
•
He is the exact opposite of his sister.
Kız kardeşinin tam zıttı.
•
Black is the opposite of white.
Siyah, beyazın zıttıdır.
Eş Anlamlı:
contraryreverseantithesis
Eş Anlamlı:
sameduplicatecopy

Edat

1.

karşısında, zıt yönde

in a position facing someone or something else

Örnek:
•
The store is opposite the park.
Mağaza parkın karşısında.
•
She sat directly opposite him.
Tam karşısında oturdu.
Eş Anlamlı:
across fromfacingin front of
Eş Anlamlı:
besidenext toadjacent

Zarf

1.

karşıda, zıt yönde

in an opposite position

Örnek:
•
He lives just opposite.
Hemen karşıda oturuyor.
•
The house opposite is for sale.
Karşıdaki ev satılık.
Eş Anlamlı:
acrossfacingover
Eş Anlamlı:
nearbyclose byadjacent
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime:
oppositionin opposition tooppositional