duplicate

US /ˈduː.plə.keɪt/
UK /ˈduː.plə.keɪt/
"duplicate" picture
1.

kopya, suret

an exact copy of something

:
Please make a duplicate of this key.
Lütfen bu anahtarın bir kopyasını yapın.
The artist created a perfect duplicate of the original painting.
Sanatçı, orijinal tablonun mükemmel bir kopyasını oluşturdu.
1.

çoğaltmak, kopyalamak

to make an exact copy of something

:
Can you duplicate this document for me?
Bu belgeyi benim için çoğaltabilir misiniz?
The machine is designed to duplicate keys quickly.
Makine, anahtarları hızlı bir şekilde çoğaltmak için tasarlanmıştır.
2.

tekrarlamak, çiftlemek

to do something again that has already been done, especially unnecessarily

:
We need to avoid duplicating efforts.
Çabaları tekrarlamaktan kaçınmalıyız.
The new system will help us not to duplicate data entry.
Yeni sistem, veri girişini tekrarlamamıza yardımcı olacak.
1.

kopya, aynı

exactly like something else, especially a copy

:
The two documents are duplicate copies.
İki belge de kopya nüshadır.
He has a duplicate set of keys.
Yedek bir anahtar takımı var.