nimble

US /ˈnɪm.bəl/

UK /ˈnɪm.bəl/

çevik, atletik

quick and light in movement or action; agile

•

His nimble fingers quickly tied the knot.

Çevik parmakları düğümü hızla bağladı.

•

She was nimble enough to dodge the falling debris.

Düşen enkazdan kaçacak kadar çevikti.

kıvrak zekalı, zeki

quick to understand, think, or devise; clever

•

He has a nimble mind, always coming up with new ideas.

Kıvrak bir zihni var, her zaman yeni fikirler bulur.

•

The lawyer's nimble wit helped him win the case.

Avukatın kıvrak zekası davayı kazanmasına yardımcı oldu.