nausea
US /ˈnɑː.ʒə/
UK /ˈnɑː.ʒə/
1.
mide bulantısı
a feeling of sickness with an inclination to vomit
:
•
She experienced severe nausea after taking the medication.
İlacı aldıktan sonra şiddetli mide bulantısı yaşadı.
•
The smell of the food caused him nausea.
Yemeğin kokusu ona mide bulantısı yaptı.
2.
tiksinme, iğrenme
a feeling of revulsion or strong distaste
:
•
The politician's hypocrisy filled her with nausea.
Politikacının ikiyüzlülüğü onu tiksinme ile doldurdu.
•
The violence in the film caused a feeling of nausea.
Filmdeki şiddet tiksinme hissi uyandırdı.