limited edition
US /ˌlɪm.ɪ.tɪd ɪˈdɪʃ.ən/
UK /ˌlɪm.ɪ.tɪd ɪˈdɪʃ.ən/

1.
sınırlı sayıda, limitli baskı
an item of which only a limited number have been produced, especially as a collector's item
:
•
The new sports car will be a limited edition.
Yeni spor araba sınırlı sayıda üretilecek.
•
I managed to get my hands on a limited edition comic book.
Sınırlı sayıda basılmış bir çizgi romanı ele geçirmeyi başardım.
1.
sınırlı sayıda, limitli
produced in a small, restricted number
:
•
The watch is a limited edition piece, only 100 were made.
Saat sınırlı sayıda bir parça, sadece 100 tane üretildi.
•
They released a limited edition vinyl of their album.
Albümlerinin sınırlı sayıda bir vinilini çıkardılar.