lift kelimesinin Türkçe anlamı

lift İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

lift

US /lɪft/
UK /lɪft/
"lift" picture

Fiil

1.

kaldırmak, yükseltmek

raise to a higher position or level

Örnek:
She helped him lift the heavy box.
Ağır kutuyu kaldırmasına yardım etti.
The fog began to lift, revealing the mountains.
Sis kalkmaya başladı, dağları ortaya çıkardı.
2.

kaldırmak, iptal etmek

cancel or remove (a ban, restriction, or siege)

Örnek:
The government decided to lift the travel ban.
Hükümet seyahat yasağını kaldırmaya karar verdi.
The sanctions against the country were finally lifted.
Ülkeye uygulanan yaptırımlar nihayet kaldırıldı.
3.

çalmak, intihal etmek

steal (something, especially from a shop or by plagiarism)

Örnek:
He was caught trying to lift a watch from the store.
Mağazadan bir saat çalmaya çalışırken yakalandı.
The student was accused of trying to lift passages from a book for his essay.
Öğrenci, denemesi için bir kitaptan pasajları çalmaya çalışmakla suçlandı.

İsim

1.

asansör, kaldıraç

a device for carrying people or things up or down to different floors in a building or for raising heavy objects

Örnek:
Take the lift to the fifth floor.
Beşinci kata asansörle çıkın.
The construction workers used a large lift to move the beams.
İnşaat işçileri kirişleri taşımak için büyük bir kaldıraç kullandılar.
Eş Anlamlı:
2.

bırakma, taşıma

a ride in a vehicle given to someone who does not have their own transport

Örnek:
Can you give me a lift to the station?
Beni istasyona bırakabilir misin?
He offered her a lift home after the party.
Partiden sonra ona eve bırakmayı teklif etti.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren