irritate
US /ˈɪr.ə.teɪt/
UK /ˈɪr.ə.teɪt/
1.
sinirlendirmek, rahatsız etmek
make (someone) annoyed, impatient, or angry
:
•
His constant complaining really irritates me.
Sürekli şikayet etmesi beni gerçekten sinir ediyor.
•
The delay in the flight began to irritate the passengers.
Uçuşun gecikmesi yolcuları sinirlendirmeye başladı.
2.
tahriş etmek, iltihaba neden olmak
cause inflammation or other discomfort in (a part of the body)
:
•
The dust in the air can irritate your eyes.
Havadaki toz gözlerinizi tahriş edebilir.
•
This cream might irritate sensitive skin.
Bu krem hassas cildi tahriş edebilir.