hoop

US /huːp/
UK /huːp/
"hoop" picture
1.

çember, halka, kasnak

a circular band or ring of metal or wood

:
•
The children played with a wooden hoop.
Çocuklar ahşap bir çemberle oynadı.
•
She wore large silver hoop earrings.
Büyük gümüş halka küpeler takıyordu.
:
ringbandcircleloopcirclet
2.

çember, basketbol potası

the basket or goal in basketball

:
•
He shot the ball through the hoop.
Topu çemberden geçirdi.
•
The player dunked the ball into the hoop.
Oyuncu topu çembere smaçladı.
:
basketrimgoal
1.

halkadan geçmek, içine atmak

to pass through or make something pass through a hoop or similar opening

:
•
The dog was trained to hoop through the ring.
Köpek halkanın içinden atlamaya eğitildi.
•
He tried to hoop the ball into the small opening.
Topu küçük açıklıktan geçirmeye çalıştı.
:
jump throughpass throughthread
:
Hula-Hoophoop snakeshoot hoops