hole-in-the-wall
US /ˌhoʊl.ɪn.ðəˈwɑːl/
UK /ˌhoʊl.ɪn.ðəˈwɑːl/
1.
küçük ve salaş yer, köhne yer
a small, unpretentious, and often obscure place, such as a restaurant or bar
:
•
We found a great hole-in-the-wall taco place downtown.
Şehir merkezinde harika bir küçük ve salaş taco yeri bulduk.
•
The best coffee is often found in a hole-in-the-wall cafe.
En iyi kahve genellikle küçük ve salaş bir kafede bulunur.
1.
küçük ve salaş, dar
describing a place that is small, cramped, or uninviting
:
•
Their office was a real hole-in-the-wall, but they got a lot of work done.
Ofisleri tam bir küçük ve salaş yerdi ama çok iş başardılar.
•
The old bookstore was a charming hole-in-the-wall with stacks of books everywhere.
Eski kitapçı, her yerde kitap yığınları olan büyüleyici bir küçük ve salaş yerdi.