gainsay
US /ˌɡeɪnˈseɪ/
UK /ˌɡeɪnˈseɪ/

1.
inkar etmek, karşı çıkmak
deny or contradict (a fact or statement)
:
•
The evidence was too strong to gainsay.
Kanıtlar inkar edilemeyecek kadar güçlüydü.
•
No one could gainsay her claim to the inheritance.
Kimse onun miras talebini inkar edemezdi.
2.
karşı çıkmak, itiraz etmek
speak against or oppose (someone)
:
•
It was useless to gainsay him, as he was determined to go.
Ona karşı çıkmak faydasızdı, çünkü gitmeye kararlıydı.
•
She was too polite to gainsay her elders.
Büyüklerine karşı çıkamayacak kadar kibardı.