fuel kelimesinin Türkçe anlamı
fuel İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fuel
US /ˈfjuː.əl/
UK /ˈfjuː.əl/

İsim
1.
yakıt
material such as coal, gas, or oil that is burned to produce heat or power
Örnek:
•
The car runs on unleaded fuel.
Araba kurşunsuz yakıtla çalışır.
•
They are exploring alternative fuels for heating homes.
Evleri ısıtmak için alternatif yakıtlar araştırıyorlar.
2.
yakıt, teşvik, besin
something that sustains or encourages a feeling or activity
Örnek:
•
His anger provided the fuel for his passionate speech.
Öfkesi, tutkulu konuşmasının yakıtı oldu.
•
The rumors provided fresh fuel for the gossip.
Dedikodulara yeni yakıt sağladı.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
yakıt ikmali yapmak, beslemek
supply or power (an engine, vehicle, or industrial plant) with fuel
Örnek:
•
The aircraft was being fueled for its long journey.
Uçak uzun yolculuğu için yakıt ikmali yapılıyordu.
•
The power plant is fueled by natural gas.
Santral doğal gazla çalışıyor.
2.
körüklemek, beslemek, alevlendirmek
sustain or inflame (a feeling or passion)
Örnek:
•
The protests helped to fuel public anger.
Protestolar halkın öfkesini körüklemeye yardımcı oldu.
•
His words only served to fuel her resentment.
Sözleri sadece onun kinini körükledi.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: