forthcoming

US /ˈfɔːrθˌkʌm.ɪŋ/
UK /ˈfɔːrθˌkʌm.ɪŋ/
"forthcoming" picture
1.

yaklaşan, gelecek, önümüzdeki

happening or appearing soon

:
The forthcoming elections are expected to be closely contested.
Yaklaşan seçimlerin çekişmeli geçmesi bekleniyor.
Details of the forthcoming event will be announced next week.
Yaklaşan etkinliğin detayları haftaya açıklanacak.
2.

mevcut, hazır, sağlanan

ready or available when needed

:
Funds were not forthcoming for the project.
Proje için fonlar sağlanamadı.
Information was not immediately forthcoming.
Bilgi hemen sağlanamadı.
3.

açık sözlü, iletişimci, yardımsever

candid or communicative

:
She was not very forthcoming about her plans.
Planları hakkında pek açık sözlü değildi.
He was surprisingly forthcoming with details of his past.
Geçmişinin detayları konusunda şaşırtıcı derecede açık sözlüydü.