flounder kelimesinin Türkçe anlamı

flounder İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin

flounder

US /ˈflaʊn.dɚ/
UK /ˈflaʊn.dɚ/
"flounder" picture

Fiil

1.

bocalamak, sendelemek

struggle or stagger clumsily in mud or water or with difficulty in movement

Örnek:
The horses were floundering in the heavy snow.
Atlar yoğun karda bocalıyordu.
He was floundering around in the water.
Suda bocalıyordu.
2.

bocalamak, zorlanmak, kafa karışıklığı yaşamak

struggle mentally; show or feel great confusion

Örnek:
The company began to flounder when the economy worsened.
Ekonomi kötüleşince şirket bocalamaya başladı.
He was floundering for an answer.
Bir cevap bulmak için bocalamıştı.

İsim

1.

pisi balığı, yassı balık

a small flatfish that typically lives in coastal waters and estuaries, often burrowing in sand or mud.

Örnek:
We caught a flounder while fishing in the bay.
Körfezde balık tutarken bir pisi balığı yakaladık.
The chef prepared a delicious grilled flounder.
Şef lezzetli ızgara pisi balığı hazırladı.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren