sole kelimesinin Türkçe anlamı
sole İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
sole
US /soʊl/
UK /soʊl/

İsim
1.
ayak tabanı
the undersurface of a person's foot
Örnek:
•
He had a blister on the sole of his foot.
Ayak tabanında bir kabarcık vardı.
•
She massaged the tired soles of her feet.
Yorgun ayak tabanlarını ovdu.
Eş Anlamlı:
2.
taban
the bottom part of a shoe, boot, or slipper, not including the heel
Örnek:
•
The sole of my shoe has a hole in it.
Ayakkabımın tabanında bir delik var.
•
These boots have thick rubber soles.
Bu botların kalın kauçuk tabanları var.
Eş Anlamlı:
3.
dil balığı
a marine flatfish of the family Soleidae, valued as food
Örnek:
•
We had grilled sole for dinner.
Akşam yemeğinde ızgara dil balığı yedik.
•
The chef prepared a delicate dish of lemon sole.
Şef, narin bir limon dil balığı yemeği hazırladı.
Eş Anlamlı:
Sıfat
1.
tek, yegane
one and only; single
Örnek:
•
He was the sole survivor of the accident.
Kazadan tek kurtulan oydu.
•
Her sole purpose was to help others.
Onun tek amacı başkalarına yardım etmekti.
Eş Anlamlı:
Fiil
1.
tabanlamak
to put a sole on (a shoe)
Örnek:
•
The cobbler will sole my worn-out boots.
Ayakkabıcı yıpranmış botlarıma taban yapacak.
•
I need to sole these shoes before winter.
Kıştan önce bu ayakkabıları tabanlamam gerekiyor.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren
İlgili Kelime: