fixture kelimesinin Türkçe anlamı
fixture İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
fixture
US /ˈfɪks.tʃɚ/
UK /ˈfɪks.tʃɚ/
İsim
1.
armatür, sabit tesisat, ekipman
a piece of equipment or furniture that is fixed in position in a house or building
Örnek:
•
The bathroom fixtures include a sink, toilet, and shower.
Banyo armatürleri lavabo, tuvalet ve duş içerir.
•
The old house still has its original light fixtures.
Eski evde hala orijinal aydınlatma armatürleri var.
Eş Anlamlı:
2.
demetbaşı, sabit unsur, tanıdık yüz
a person or thing that has been in the same place or position for a long time and is therefore a familiar part of the scene
Örnek:
•
He's been a fixture in the local pub for years.
Yıllardır yerel pub'ın demirbaşı olmuştur.
•
The old clock tower is a well-known fixture of the town.
Eski saat kulesi, kasabanın iyi bilinen bir simgesidir.
3.
maç, karşılaşma, fikstür
a sports match that has been arranged to be played on a particular date
Örnek:
•
The team has a tough run of fixtures next month.
Takımın gelecek ay zorlu bir fikstürü var.
•
The first fixture of the season is always exciting.
Sezonun ilk maçı her zaman heyecan vericidir.
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren