field

US /fiːld/
UK /fiːld/
"field" picture
1.

tarla, saha

an area of open land, especially one planted with crops or pasture, typically bounded by hedges or fences.

:
•
The farmer walked across the field to check on his crops.
Çiftçi, ekinlerini kontrol etmek için tarlanın karşısına yürüdü.
•
Children were playing in the grassy field.
Çocuklar çimenli sahada oynuyordu.
:
pasturemeadowplottractpatch
2.

alan, saha

a particular branch of study or sphere of activity or interest.

:
•
She is an expert in the field of quantum physics.
Kuantum fiziği alanında uzmandır.
•
His work is in the field of artificial intelligence.
Çalışması yapay zeka alanında.
:
areabranchdisciplinedomainsphere
3.

saha, oyun alanı

a piece of land used for a particular activity, especially a sport.

:
•
The football match was played on a muddy field.
Futbol maçı çamurlu bir sahada oynandı.
•
The baseball field was perfectly manicured.
Beyzbol sahası mükemmel bir şekilde bakımlıydı.
:
pitchgroundarenastadium
1.

yanıtlamak, karşılamak

to answer or deal with (a question, request, or problem) successfully.

:
•
The politician had to field many difficult questions from reporters.
Siyasetçi, gazetecilerden gelen birçok zor soruyu yanıtlamak zorunda kaldı.
•
Our customer service team is ready to field your calls.
Müşteri hizmetleri ekibimiz aramalarınızı karşılamaya hazır.
:
handledeal withanswerrespond totackle
:
field hockeyfield tripfield dayfield antplaying fieldfield hospitalpaddy field