fall behind
US /fɔːl bɪˈhaɪnd/
UK /fɔːl bɪˈhaɪnd/

1.
geri kalmak, geride kalmak
to fail to keep up with a schedule or progress
:
•
If you don't study regularly, you'll fall behind in your classes.
Düzenli çalışmazsan derslerinde geri kalırsın.
•
The company started to fall behind its competitors in innovation.
Şirket, inovasyonda rakiplerinin gerisinde kalmaya başladı.
2.
geri kalmak (ödemelerde), gecikmek (ödemelerde)
to not pay money that you owe on time
:
•
He started to fall behind on his rent payments.
Kira ödemelerinde geri kalmaya başladı.
•
Many small businesses fall behind on their taxes during economic downturns.
Birçok küçük işletme ekonomik durgunluk dönemlerinde vergilerini geri bırakır.