default
US /dɪˈfɑːlt/
UK /dɪˈfɑːlt/
1.
varsayılan, varsayılan ayar
a preselected option adopted by a computer program or other mechanism when no alternative is specified by the user or programmer
:
•
The printer settings are set to default.
Yazıcı ayarları varsayılan olarak ayarlanmıştır.
•
The system will use the default font if you don't choose one.
Birini seçmezseniz sistem varsayılan yazı tipini kullanacaktır.
2.
temerrüt, ihmal
failure to fulfill an obligation, especially to repay a loan or appear in a court of law
:
•
The company is in default on its loan payments.
Şirket, kredi ödemelerinde temerrüde düşmüştür.
•
He was found guilty by default after failing to appear in court.
Mahkemeye çıkmadığı için gıyaben suçlu bulundu.
1.
temerrüde düşmek, ihmal etmek
fail to fulfill an obligation, especially to repay a loan or appear in a court of law
:
•
He might default on his mortgage payments.
İpotek ödemelerini aksatabilir.
•
The team had to default the game due to too many injuries.
Çok fazla sakatlık nedeniyle takım maçı hükmen kaybetmek zorunda kaldı.