doorstep

US /ˈdɔːr.step/

UK /ˈdɔːr.step/

kapı eşiği, basamak

a step leading up to the outer door of a house

•

The package was left on the doorstep.

Paket kapı eşiğine bırakıldı.

•

She swept the leaves off the doorstep.

Kapı eşiğindeki yaprakları süpürdü.

kapı eşiği, yakın çevre

the immediate vicinity of one's home or place of business

•

We have a great community right on our doorstep.

Hemen kapımızın önünde harika bir topluluğumuz var.

•

There are many shops and restaurants on your doorstep.

Kapınızın önünde birçok dükkan ve restoran var.